KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI GÜNAY: -''ULUSLARARASI PİYASAYA ÇIKACAK BÜYÜK BİR TARİHİ FİLMİN TÜRKİYE'NİN TANITIMINA KATKISI OLACAĞINA İNANIYORUM''

Günay, Turizm Haftası açılışı dolayısıyla geldiği Mersin'de, AA muhabirlerine yaptığı açıklamada, Türkiye'yi yurt dışında tanıtabilmek amacıyla yoğun çalışma içinde olduklarını söyledi.
Bu yıl bakanlık bütçesinin yüzde 20'sine yakınını yurt dışı tanıtıma ayırdıklarını belirten Günay, ''Bir yandan reklam, afiş, televizyon reklamları gibi klasik tanıtım yaparken, bir yandan da yurt dışından, aralarında yazarların, sanatçıların bulunduğu konuk getirme çalışması yapacağız. Ben bu ikincisini çok daha fazla önemsiyorum'' dedi.
Uluslararası boyutlarda ses getirecek tarihi bir filmin Türkiye'nin tanıtımına büyük katkı sunacağını ifade eden Ertuğrul Günay, şöyle devam etti:
''Bu şimdiye kadar yapılamamış. Mesela Troya filmi dünya çapında bir izleme kapasitesine erişti. Ama bizim ülkemizde çekilebilirdi. Troya'nın Türkiye topraklarında olduğuna yer verilebilirdi. Bu fırsatı kaçırmışız.
Şimdi Türkiye'nin arkeolojik, tarih öncesi dönemleriyle ilgili veya Bizans, Roma, Osmanlı, Selçuklu dönemleriyle ilgili uluslararası piyasaya çıkabilecek birkaç büyük film yapılmasının çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bu konuda arayışlarımız var. Tabii büyük maddi imkanlar gerekiyor. Dünya sinema piyasasını Türkiye'ye çekme konusunda yasa hazırlıklarımız var. Önümüzdeki dönemde bunu Meclis gündemine getireceğiz.
Film piyasamızın da büyük prodüksiyonlarla yurt dışına açılması gerekiyor. Son zamanlarda filmlerimiz ciddi gişe başarısı yakalamaya başladı. Uluslararası piyasaya çıkacak büyük bir tarihi filmin Türkiye'ye çok katkısı olacağına inanıyorum.''
Türk edebiyatının da dünya piyasasına açılmaya başladığını vurgulayan Bakan Günay, ''Bir yazarımız Nobel Ödülü aldı. Yaşar Kemal'den Elif Şafak'a kadar çok sayıda yazarımızın kitapları yabancı dillere çevriliyor. Romanlarımız dünya piyasasına çıkmaya başladı. Ayrıca bu yıl Frankfurt Kitap Fuarı'nın onur konuğu olacağız. Tüm bu gelişmeler Türkiye açısından oldukça önemli'' diye konuştu.

-20 YIL SONRA 50 MİLYON TURİST HEDEFİ-

İspanya ve İtalya'nın turizmde önde gelen, marka ülkeler olduğunu belirten Ertuğrul Günay, İspanya'nın bu alandaki gelişmesini son çeyrek yüzyılda sağladığını anımsattı.
Bunda, İspanya'nın Avrupa'da çok yakın bir varış noktası olmasının önemli katkısı olduğuna işaret eden Günay, şöyle konuştu:
''İspanya'ya gelen turistin yaklaşık dörtte biri, çok yakın mesafe olan İngiltere'den geliyor. Ulaşımın çok ucuz olmasından dolayı İngiltere'nin sisinden çok rahatlıkla İspanya'nın güneşine ulaşabiliyorsunuz.
Yanı başımızda böyle bir büyük potansiyel var. Bir ülkeye o ülkenin nüfusu kadar ziyaretçi gelebilir. O ülke kendi nüfusuna yakın turisti ağırlayabilir. Bunlar bazılarına hayal gibi geliyor. Ama Türkiye 20 yıl önce nerelerdeydi, bugün nerede? Bu hızla devam edersek 20 yıl sonra 50 milyonun üzerinde ziyaretçiyi çok rahatlıkla ülkemizde ağırlayabiliriz. Bu nedenle büyük bakmamız, büyük hedefler koymamız gerekir.''

-TARİHİ KORUMA BİLİNCİ GELİŞİYOR-

Kültür ve Turizm Bakanı Günay, Türkiye'nin bir açık hava müzesi olduğunu, bu kültürel mirası korumada halka da önemli görevler düştüğünü söyledi.
Geçmişte tarih koruma bilincinin yerleşmemesi nedeniyle bazı sıkıntılar yaşandığını belirten Günay, şöyle devam etti:
''Türkiye gibi bir açık hava müzesinde hangi sayıda görevli bulunursa bulunsun halkta koruma bilinci yeteri kadar gelişmemişse mutlaka bazı kaçaklar olur. Çünkü Edirne'den girdiğiniz zaman Selimiye Camii ile başlıyorsunuz, Kars'tan Ani Harabeleri ile çıkıyorsunuz. Kuzeyde Sinop Barajı'ndan girip, güneyde Kızkalesi'nden çıkıyorsunuz. Türkiye'de dağ başlarından denizin içlerine varana kadar son derece önemli yapıtlar var. Böyle bir ülkede hep birlikte koruma bilincinin yerleşmesi, bu eserlerin sahiplenilmesi gerekir. Başka ülkelerde bir ören yerinde taşın üzerine oturduğun zaman hemen kaldırıyorlar. Biz ise maalesef mozaiklerin üzerine, korumak için kum serpiyoruz. Bazı yerlerde turistler ayaklarıyla kumu itip mozaiği görmeye, fotoğrafını çekmeye çalışıyor. Bunun sadece koruma görevlileri ile sağlanması mümkün değil. Topyekun bir koruma bilincine ihtiyacımız var.''
Geçmiş yıllara göre Türkiye'de bu bilincin geliştiğine işaret eden Günay, ''Tarihi koruma bilinci, doğal ve tarihsel mekana sahip çıkma bilinci yerleşiyor. Bu bilinç geliştikçe daha da ileriye gideceğiz. Geçmiş yıllar, koruma bilinci açısından bugünden iyi değildi. Bu dönemlerde çeşitli tahribatlar yaşandı. Fakat şimdi bu zenginliğe sahip çıkmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.