TÜFAD'dan seminer!

Mersin’de Türkiye Futbol Federasyonu ile Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Mersin Şubesi tarafından “Sürekli Antrenör Gelişim Semineri’ düzenlendi. Silifke’nin sevilen spor adamlarından rahmetli Ünal Ünüvar’ın isminin verildiği eğitim semineri Hizmetiçi Eğitim Enstitüsünde gerçekleştirdi.
Seminere futbol antrenörleri büyük ilgi gösterdi.
5 kredilik seminer öğleden önce 3 ve öğleden sonra iki saat olmak üzere 5 saat gerçekleştirildi. Öğleden önce gerçekleştirilen 3 saatlik seminerde Mersin Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Nevzat Demirci, Bağımlılıkla Mücadeleye Sporun Olumlu Etkileri,
Mersin Üniversitesi Spor Bölümü’nden Doç. Dr. Hüseyin Gümüş; Fair Play, Doç. Dr. Uzman Psikolog Gülaycan Aktaş’ta çocuk İstismarı konularında seminer verdi.
Öğleden sonra Macit Özcan Spor tesislerinde gerçekleştirilen 2 saatlik uygulama dersinde ise
Memduh Özbalta; Birinci Bölge Kale, Kaleci Güvenliği ve Futbolda Savunma Prensiplerinin birinci bölgesini anlattı. Nasır Belci’de Futbolda ikinci bölge savunma konularında bilgiler verdi.

BİLİR: SEMİNERLERE KATILAMAYANLAR TAKIM ÇALIŞTIRAMAYACAK
TÜFAD Mersin Şube Başkanı Mesut Bilir, kursa lisans sahibi antrenörlerin, profesyonel kaleci lisansı, UEFA elit A, UEFA A, UEFA B, TFF Teknik Direktör, TFF A Kursuna sahip kişilerin ve profesyonel kaleci hocaları katılabildiğini söyledi. Her seminer’de 5 kredi verildiğini anlatan Bilir, “2020 yılının Haziran ayına kadar 3 tane yapılacak. Buraya katılanlar 15 kredi aldıktan sonra 2023 yılına kadar çalışma izni alabilecek. Bu semimerlere katılamayanlar takım çalıştıramayacak” dedi.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Mersin Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nevzat Demirci, Bağımlılıkla Mücadeleye Sporun olumlu etkilerini anlatan bir sunum gerçekleştirdi.
Gelişim seminerleri bilgi alışverişinde bulunmak ve tanışmak için köprü olduğunu anlatan Demir,
“Bağımlılıkla mücadelede nerdeyiz, Bu anlamda sporun bağımlılıkla mücadelede etkisi nasıl? Daha doğrusu nasıl bir köprü kurabiliyoruz sporla bağımlılıkla mücadele konusunda. Bunların üzerinde duracağız. Ayrıca Mersin ilimizin bu konuda bir durum tespiti yapacağız” şeklinde konuştu.
Bir insanın sağlıklı olmasının tek başına fiziksel olarak sağlıklı olması demek olmadığını ifade eden Demir, “Yada ruhen sağlık olması demek değildir. Bir bütün olarak değerlendirdiğimizde insanların hem fiziksel hem ruhsal hemde sosyal yönden iyilik halinde olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu açıdan baktığınız zaman bağımlılığı nasıl tanılıyoruz. Bağımlığın içerisinde sosyal biyolojik, sosyolojik konuları içerdiğini görüyoruz. Bir kişinin bağımlılık davranışlarının çoğunun özellikle depresif bir duruma tekabül ettiğini görüyoruz. Hangi kişilik tipine sahibiz. Hangi sosyal sınıfa hangi ekonomik sınıfa, hangi etnik sınıfa gibi bütün bu kavramların bağımlık davranışın tehdidi altında olduğunu görüyoruz ki bu da aslında önemli noktalardan birisi” diye konuştu.

“BAĞIMLILIK BEYİN HASTALIĞIDIR”
“Bağımlılık öncelikle neyi etkiliyor. Vücudumuzu kontrol eden mekanizmalar nedir diye baktığımızda aslında beyin kavramı ön plana çıkıyor. Yani bağımlılık bir beyin hastalığıdır” diyen Demir, “Bağımlılık beynimizi nasıl etkiliyor diye baktığımızda özellikle bağımlılığa yol açan maddelerin beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı olduğunu görüyoruz. Delilik, erken bunama, hafıza kaybı, korku evham, depresyon veya davranışlarımızdaki bozukluk ölüm isteği, intihar gibi birçok kavramların aslında beyin kimyası üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı insanların bu tür bir psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını görüyoruz. Bağımlı olan bir kişinin beyin görüntüsüne baktığımız zaman özellikle bağımlılıktan önce ve bağımlılıktan sonra beyin görüntüsüne baktığınızda beynin kimyasındaki değişiklikleri rahatlıkla görebiliyoruz. Bağımlılıktan sonraki beyin kimyasında ciddi anlamda bozulmaların meydana geldiğini görüyoruz. Bağımlığın beynimizi olumsuz etkilediğini düşündüğümüzde bu bağımlığını içini hangi kavramlar dolduruyor diye baktığımızda tutkunluk, alkol, tütün, kumar, yeme bozukluğu, davranış bozukluğu ve teknolojiye bağımlılık. Son zamanlarda özellikle cep telefonu bilgisayar, televizyon facebook taki ilkokul çağına kadar inen ve çocuklarımızın bağımlılıkla karşı karşıya kaldığı temel sorunlardan biri olarak karşımıza çıktığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.