Hep aynı nakarat...

Mersin İdmanyurdu Yönetiminin düzenlediği basın toplantılarına gitmiyorum..
Gitmeyeceğim de..
Çünkü hep aynı nakarat, aynı hikaye..
Yaptıkları açıklamaları da ciddiye alamıyorum artık..
Bunun için de hak vereceksiniz ki birçok neden var..
Tek tek saymayacağım..
Başınızı ağrıtmayacağım..

Kulübün kapısından içeri girdiği günden bu yana hakaret ve iftirayı ağzından düşürmeyen başkan, kişilere saldırarak hedef şaşırtmak yerine elini cebine atsaydı, kulüp işleri ile ilgilenseydi, ya da ‘biz bu işi beceremedik’ diyip geçtiğimiz sezonun sonunda tası tarağı toplayıp gitseydi bu kadar rezaleti yaşamazdık belkide..

Başkanın tüm yaptığı toplantıları bir hatırlayın..
Hepsinde bir kaos..
Hepsinde bir suçlama, hakaret, iftira ve entrika..
Kişiler aynı, konular aynı..
Yok Hüseyin Çalışkan şunu yapmış, yok Ali Kahramanlı bunu yapmış..
Yok efendim Belediye Başkanı, Bakan, millevekilleri, iş adamları yardım etmiyormuş, kulübe sahip çıkan yokmuş..
Başka?
Başka birşey yok..
Her defasında mevcut başarısızlığını örtmek etmek için dikkatleri başka yerlere çekmeyi kendine huy edinmiş Başkan..
Ama artık kimse yemiyor, inanmıyor..
Bilgisi olsun..

Sezona çok iyi bir başlangıç yapamadık malesef..
7-0’lık Amed hezimeti moral ve motivasyon anlamında takımda ciddi bir tahribat yaratacaktır..
Çünkü kırılgan bir yapıya sahip genç ve tecrübesiz bir kadroya sahibiz..
Bu bağlamda 7-0 sonrasında taraftarın futbolcuları tribünlere çağırıp bağrına basması kesinlikle çok önemliydi..
Takımının 7 gol yemesine rağmen maç boyunca görevini layıkıyla yapan şeytanlar, maç sonrasında da ‘paydos’ demedi..
Tamamladı görevini..
O günün malesef en güzel karesi de buydu..

Bu noktada Koray Palaz’a da büyük bir görev düşüyor..
Kendisi genç bir teknik adam..
Takımın başına geldiğinde kapalı bir kutuydu..
Elindeki malzeme ile ne yapar, ne kadar başarılı olur kestirmek güç..
AMED karşısında alınan 7-0’lık mağlubiyet tabiki teknik direktörlüğü ile ilgili ön yargı oluşturmamalı şimdilik..
Ancak ilk sınavının ardından da görüldüğü gibi işi çok zor..
Her ne kadar bu zorluğu bilerek takımın başına gelmiş olsa da eminim ki o da bu kadarını beklemiyordu..
Herşeye rağmen hoca takımının ligde kalacağına inanıyor..
Neye dayanarak, kime güvenerek bunu söylüyor bilmiyorum ama, bizler de bu hayale inanmak istiyoruz..
Ancak değişen birşey olmaz, AMED maçındaki Mersin’i gelecek haftalarda izlersek, 5 haftayı geçmez havlu atarız..
Benden söylemesi..

Birde hoca Mersin İdmanyurdu’nun neden bu kadar sahipsiz bırakıldığını sorgulamış..
Neden kimsenin yardım etmediğine vurgu yapmış..
Ben söylemeyeceğim..
Birkaç hafta sonra kendisi bizzat tanık olacak zaten..

Son olarak;
Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı, takıma her ay yaptığı maddi yardımı kestiği için eleştiriliyoruz..
Bakan, Milletvekilleri, siyasiler ve İş Adamları Mersin İdmanyurdu’nu sahiplenmediği için kızıyoruz..
Hiç eleştirmeyelim, kızmayalım bence..
Belediyeden, oradan, buradan gelecek para ile kulüp yönetilecekse eğer hepimiz yönetelim..
Ancak ‘Hamama giren terler’ diye bir atasözü vardır ya hani..
Hamama girenler gerekeni yapmalı bence..
Gereği yapılmayacaksa hepimiz kulüp başkanı olalım..
Hepimiz yönetici..