‘Demokrasi Şöleni’nin ardından..

Mersin İdmanyurdu’nda beklenen Olağanüstü Genel Kurul yapıldı..
‘Genel Kurul’ demek belki yanlış olabilir, ama OLAĞANÜSTÜ olduğuna imzamı atarım..
Yıllardır bu takımın birçok genel kuruluna katıldım..
Ancak hiç bu kadar ‘OLAĞANÜSTÜ’süne şahit olmadım..
Zamanında yapılmayışı değildi bu Genel Kurulu OLAĞANÜSTÜ kılan aslında..
Oy kullanan ve kullanamayan üyeleri, Başkan adayları, tartışmaları v.s. idi..

Genel kurulun yapılacağı salona gittiğimizde yoğun bir kalabalığın yanı sıra üst düzey güvenlik önlemleri karşıladı bizi..
Birçok tanıdık simanın yanında bu camianın yeni yüzleri de oradaydı..
Yaşlı bir teyze ile amca ile karşılaştım..
Önce düşündüm..
Ya yanlış gelmişlerdi, ya da onları bu toplantıya getiren içlerindeki Mersin İdmanyurdu sevgisiydi!!!
‘Hayırdır emmi?’ dedim..
-‘Genel Kurul varmış’ dedi..
‘Ne genel kurulu’ diye sorduğumda, aldığım cevap düşündürücüydü;
-‘Bi takımın başkanı mı ne seçilecekmiş, ona geldik bizim karı ile’
Oğulları 3-4 ay önce üye yapmış kulübe..
Aşılamak lazım tabi gencine yaşlısına Mersin İdmanyurdu sevgisini!!!

Sonra gözüm Gazeteci-Televizyoncu ağabeyim Ahmet Özdemir’e ilişti..
Elinde mikrofonu yine dalmış halkın arasına..
‘Bakayım’ dedim, ne soruyor yine vicdansız!!!
Almış karşısına bir ablayı;
-Üyemisiniz?
Evet..
-Ne zaman üye oldunuz?
2 ay önce..
-Maçlara gidiyor musunuz?
Hayır..
-İlk 11’den 1 futbolcu ismi söylebilir misiniz?
(ses yok)
-Bu hafta Mersin İdmanyurdu hangi takımla oynuyor?
Bilmiyorum!
Öğrenecek tabi bundan sonra İNŞALLAH..
Aşılamak lazım tabi Mersin İdmanyurdu sevgisini abisine, ablasına!!!

Neyse çok fazla uzatmayayım, Genel Kurul Salonuna girmek için yoğun güvenlik önleminin alındığı kapıya doğru ilerlerken gözüm Hüseyin Alpan’a takıldı..
Tanımayan yoktur, ancak ben yeni üyeler ve Yeni Yönetim için birkez daha hatırlatayım, belki bilmezler..
1994-1997 yılları arasında 2 dönem bu kulübün Başkanlığını yapmıştır Hüseyin Alpan..
Buna reğmen üyeliğinin silindiği gerekçesi ile genel kurul salonuna alınmadı..
Sonra bir insan evladı çıktı da adamcağızı salonda bir yere oturttu..
Hüseyin Alpan başkan gibi birçok Mersin’in ve bu takımın değeri de aynı kaderi paylaştı o gün..
Hiçbirine oy kullandırılmadı, sadece genel kurulu izlemelerine müsade edildi..

Salona girdim..
OLAĞANÜSTÜ genel kurul başlamış..
Divan seçilmiş, yeni üyeler oturmuş yerlerine..
Pastasını, böreğini, çayını kahvesini alan abiler, ablalar, teyzeler, amcalar ‘Ne işimiz var burda, bitse de gitsek’ havasında..
Tabi birde camın öteki tarafında Genel Kurulu izlemeye çalışan taraftar..
Alınmıyorlar tabi..
Güvenlik sokmuyor..
İzlemek bile yasak kardeşim..
Kar kış demeden, iç saha deplasman ayrımı yapmadan 90 dakika takımının maçını izleyen taraftara genel kurulu izlemek YASAK..
Kasap dükkanı misali..
Kedinin ciğere baktığı gibi..
Hayatında Mersin İdmanyurdu maçını izlememiş, pastasını böreğini yerken, çayını kahvesini yudumlarken genel kurulu izleyen ÜYELER salonda, dışarda cefakar taraftar..
YORUMSUZ..

Sonra divanda bir hareketlilik..
Başkan Adaylarından Alaaddin Bulut’un listesi kabul görmemiş..
Yani seçime giremezmiş..
Neden?
Nedeni çok belli..
Üye değilsin hemşerim!
Yıllarca Mersin İdmanyurdu Yönetiminde görev yapman, taraftarın içinde olman, maddi manevi bu takıma destek vermin yeterli değil..
Üye değilsin işte..
Nasıl liste çıkaracaksın..
Hem senin gibi listendeki isimlerin yüzde 80’inin de üyeliği silinmiş..
Seçime giremezsiniz kardeşim..
Kanun var nizam var..
Haa bu arada aklıma gelmişken, Ali Tekin ve Yönetimi 28 Eylül’deki Genel Kurul’da başkanlığa gelirken, hangisi üyeydi?
Hiçbiri..

Ancak bir liste çıkmalıydı, karşı listenin karşısına..
Kafa kafaya verdi taraftar, bildikleri tanıdıkları AZ SAYIDAKİ üyelerden oluşan bir liste yaptı..
Her ne kadar ona da divan müdahale etse, girmeyi başardı seçime o liste..
Mustafa Demirtaş, nam-ı diğer ALBAY..
15 oy aldı listesi..
Yeni başkan Mahmut Karak ise Genel Kurul’da 88 oyla Mersin İdmanyurdu’nun yeni dönemdeki başkanı seçildi..
Hayırlı uğurlu olsun hem genel kurulu hem de yeni başkanı içine sindirebilene..

Son olarak;
Mersin İdmanyurdu, anlatmaya çalıştığım ve daha anlatamadığım birçok konu ile beraber tarihinin en DEMOKRATİK (!) seçimini yaşadı!!!
DEMOKRASİ ŞÖLENİ (!) havasında geçen genel kurul sonrası 5. Mahmut, pardon 2. Selim, off Mahmut Karak işte, Başkan oldu..
Ancak bu DEMOKRASİ ŞÖLENİNE üye krizinin yanı sıra sayın Başkanın taraftarı tehdit etmesi az da olsa gölge düşürdü..
Yakıştı mı Başkan’a?
Tabiki yakışmadı..
‘Ali Kıran Başkesen’ mi o, niye yakışsın değil mi?
Hem bence yanlış anlaşıldı..
‘Sizinle görüşeceğiz’ derken sayın başkan TEHDİT etmek istemedi aslında..
Görüşüp, bir olacağız, beraber olacağız demeye getirdi..
Yanlış anlaşıldı diye düşünüyorum!..
Hem neden TEHDİT etsin?..
Şimdi yarın biz başkanı eleştirdik diye yazılarımızda TEHDİT mi edileceğiz?
DAYAK mı yiyeceğiz, değil mi?