Acı son!

Bir film, tiyatro tadındaydı aslında..
Önceleri çok az kişiye göre korku..
Bazılarına duygusal..
Çoğuna göre aksiyon..
Genelde komedi..
Aslında DRAM..
Eserin adıda belliydi, başıda, sonuda..
TİTANİK gibi..
Romeo ve Juliet gibi..
Batacaktı o gemi..
Çıksada en güzel duygularla limandan, batmak için yol almıştı bir kere..
Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci sahneye fırlayıp Romeo’nun zehirli iksiri içmesine engel olmadı mesela..
Kaderiydi Romeo’nun zehirlenip ölmek, ölmeliydi..

Şimdi filmi başa sarıyorum..
Tarih: 28 Eylül 2016
Genel Kuruldan 1 gün önce ortaya çıktı..
Kulübün anahtarını Vali ve Belediye Başkanından nasıl (!) olduysa aldı..
“100-200 milyon para değil, transfer tahtasını açmak 6 saniye” dedi, genel kuruldakilerin gönlünü fethetti..
Peki ama nasıl inandı, nasıl güvendi onca insan Tekin’in vaadlerine?..
Vali, Belediye Başkanı nasıl olur verdi?..
Onca insan koca bir kent nasıl kandırıldı?
Söyleyeyim..
Kenti yönetenler için kamburdu bu takım..
Verip kurtulalım dediler..
Verdiler..
Taraftar ve kent için ise bir umuttu Ali Tekin..
‘Ya söylediklerini başarırsa’ diye mecburen destek verdiler..

Ancak geldiğimiz noktada hem sportif hem de yönetimsel anlamda dibe vurmuş bir Mersin İdmanyurdu ortaya çıktı o tarihten bu tarihe..
Önce arka arkaya yönetimden istifalar geldi..
Sonra ‘BALON’ çıkan yönetimden taraftar ve kent desteğini çekti..
Kenti yönetenler mi?
Kanburdu bu takım onlar için, kaderine Koca Çınarı terk etti..

Kenti yönetenlerin takıma hiçbir müdahalede bulunmamasını fırsat bildiler tabi..
Tuttukları 3-5 YALAKA ile hem sosyal medyada hem de basın mecralarında iftira ve yalan dolanlarla gündem değiştirdiler..
Taraftarın karşısına yeni bir taraftar gurubu çıkardılar..
Ve sonunda milleti birbirine düşürüp, kaos ortamından beslenerek zaman kazandılar..

Taraftarın bir umutla beklediği ‘transfer tahtası’ meselesini ise çocuk oyuncağına çevirdiler..
Neden mi?
Kulübü sosyal medyada yönetmeye çalıştıkları için, kendi türettikleri SÖZDE gazetecilerle bugün yarın diye diye taraftarın umutları ile oynadılar..
SÖZDE gazetecilerinin verdikleri tarihler, müjdeler boşa çıkınca da, ‘biz tarih mi verdik kardeşim’ diyerek suyun üstüne çıktılar, yalakaları suçladılar..
Geldiğimiz noktada tahta YALAN oldu, teknik direktör Yusuf Şimşek de ARAZİ..

Ali Tekin ve Yönetiminin ‘BALON’u geç de olsa patladı..
Birbirlerine düştüler..
Şimdi çıkıp sakın bahane üretmeye kalkmasınlar..
Yalakaları halen savunmaya çalışmasın onları..
SÖZDE ve YALAKA gazetecileri TV’lerde, sosyal medyalarda üfürmeye devam etmesin..
Aldıkları genel kurul kararı sonrası da bir zahmet kongre salonuna gelmesinler bence onlar..
Haa sildikleri eski üyelere ve yeni yaptıkları 550’ye yakın yeni üyeye güveniyorlarsa da hiç umutlanmasınlar..
Bu gömleğin kendilerine 10 kat büyük geldiğini sağır duydu, kör gördü artık..
Boşuna niyetlenmesinler..

Dedim ya, başı belli sonu belli bir film, bir tiyatro eseri gibiydi bu süreç..
Titanik gibi..
Romeo ve Juliet gibi..
Şimdi batıyor o gemi..
Romeo ise son nefesini vermek üzere..
Tıpkı Mersin İdmanyurdu gibi..
Film bitiyor, perde kapanıyor ahali..

Son olarak;
Halen Ali Tekin’in ne iş yaptığını, kim olduğunu bilen yok..
Kulüp hesaplarını, gelen paraların nereye gittiğinden bi haberiz..
Kesilen faturaların, kulübün kimlere ne kadar borçlandırıldığı sır gibi saklanıyor..
Bildiğimiz tek şey, bu süreçte hem kendilerinin hem de KİRALIK yalakalarının attıkları iftiralar, bahaneler ve oynadıkları ucuz oyunlar..
Bir de Mersin idmanyurdu’nu bu hale getiren FİGÜRANLARIN dışında, ASIL AKTÖRLER var..
Onlarda beklesinler sıralarını bir zahmet..