Taş Bina..

Bu kentin takımı ciddi bir travma yaşarken keşke bu görev bize düşmesiydi..
Asıl konuşması, müdahil olması gerekenler sorumluluk alsaydı da durum bu hale gelmeseydi..
Ancak bir GAZETECİ olarak sessiz kalmak da yakışmazdı bize..
Çünkü ‘susan dilsiz şeytandır’ dedik, susmadık..
Bu kenti yönetenler sessiz kalırken çırpınışlarımız Mersin İdmanyurdu'nun çaresizliğinden kaynaklıdır..
Onun için kimse ahkam kesmesin..
Saptırmasın, gündem değiştirmeye kalkmasın..
Susmayacağız, yazacağız, konuşacağız bundan sonra da elbet..
Bulana kadar çare arayacağız..
Ta ki bu takım kurtulana dek..

Geçtiğimiz hafta Kanal 33’te yaptığımız programa eski Başkanlardan Ali Kahramanlı ve Hüseyin Çalışkan’ı telefonla konuk ettik..
Programda eski defterlerin açılmasından kaynaklı ikili arasında geçmişe dayalı esen soğuk rüzgarlar yeniden alevlendi malesef..
Düşündük ki, bu kişilerin ağızlarından çıkacak tek kelimenin bile kentin hem ekonomisine, hem siyasetine hem de sporuna yön vereceği gerçeği ile bu duruma son verilsin..
Çünkü her ikisi arasında esen bu soğuk rüzgarın kimseye ve özellikle de Mersin idmanyurdu’na bir faydası olmayacak..
Hiç umudumuz olmasa da biz bir adım attık..
Baktık ki onlarda koştular birbirlerine..
Doğrusu da bu değil mi zaten?
Sağ olsunlar hem Ali Kahramanlı, hem de Hüseyin Çalışkan çağrımıza duyarsız kalmadılar..
Buluştular, barıştılar..
Aralarındaki tatsızlığa son verdiler..
Geçmişe sünger çektiler..

Şimdi gelelim asıl meseleye..
Adı ‘barış’ olan, daha sonra Mersin İdmanyurdu’nun masaya yatırıldığı yemeği saptıranlar oldu..
Amacı dışına çıkarmaya çalışıp, komplo teorileri ile kafa bulandırmaya çalışarak haber yaptı zavallılar..
Şunu net bir şekilde ifade edebilirim ki ne Kahramanlı, ne de Çalışkan’ın ağzından ‘ben başkan olayım’ ya da ‘sen ol’ diye ne bir cümle çıktı, ne de öneri..
Ama kenti yönetenlerin harekete geçmesi halinde takımı sahipsiz bırakmayacaklarını ve destek vereceklerini de üstüne basa basa söylediler..
Güç birliği yaparak taşın altına ellerini koyacaklarını ifade ettiler..

Şuna katılıyorum..
Her ikisi de yanlış yönetimlerinden ve yanlış yönetmekten kaynaklı kulübün bu duruma gelmesine vesile..
Ancak bugün bunları tartışacak durumda değiliz malesef..
Bunu da görmek lazım..
Bu takım nasıl kurtulur, nereden kaynak bulunur, kim düzlüğe çıkarır ona kafa yormak gerek..
Yoksa Kahramanlı olmuş, Çalışkan olmuş önemli değil..
Kim bu takımı yaşadığı ağır travmadan kurtarır, bu süreçte kim destek verip taşın altına elini koyarsa teşekkür etmek lazım..
Çünkü bugün itibari ile camia küskünlüğe değil, kenetlenmeye ihtiyaç duymaktadır..
Aksi takdirde koca çınar birilerinin oyuncağı olup, yok olmaya doğru gider..

Son olarak;
Bu birleşme tüm kente örnek olmalı..
Mersin idmanyurdu’nu bulunduğu durumdan kurtarmak için önemli bir mesaj olarak algılanmalı..
‘Söz konusu Mersin idmanyurdu ise, gerisi teferruattır’ diyerek acil eylem planı hazırlanmalı ve hayata konmalıdır..
Çünkü kaybedecek zaman yok artık..
Geçen her dakika takımın aleyhine işliyor..
Acilen harekete geçilmelidir..
Harekete geçecek adres de bellidir..
TAŞ BİNA..