Değişmeyen gündem!

DEĞİŞMEYEN GÜNDEM!
Mersin İdmanyurdu'nda gündem hiç değişmiyor desek yeridir. Rıza Çalımbay ile tarihinin en başarılı sezonunu geçirirken de gündem yönetimdi şimdi de gündem yönetim. Avrupa Kupası mücadelesi verirken transfer yasağı, futbolcuların alacak krizi, vb. yönetimsel sorunlarla gündemde olan İdmanyurdu, bu defa 20 gün önce göreve gelmiş bir başkana yapılan eleştirilerle gündemde.

Yeni başkanımız hemşerim olmakla birlikte kendisini şahsen tanımıyorum. Zor zamanda göreve talip olarak elini taşın altına koyması her Mersinli gibi beni de mutlu etti. Bununla birlikte bazıları gibi mutluluğumu abartıp yeni başkanımızı gözümde bir süper kahramana dönüştürmediğim için 20 gün sonunda hayal kırıklığım da büyük olmadı. Yönetimde tribünden, futbol camiasının içinden, yerel basından, işadamlarından oluşan bir ekibe yer vererek çeşitliliğe giden ve kulüp işlerini öğrenirken aynı zamanda bir şeyler yapma çabasındaki Ali Tekin için en önemli viraj kuşkusuz devre arası transfer tahtasını açmak olacaktır. Transfer tahtasının açılması sadece sportif açıdan değil aynı zamanda futbolcuların, teknik ekibin, taraftarın ve kamuoyunun İdmanyurdu'nda güçlü bir yönetimin işbaşında olduğu algısının yerleşmesine ve değişimin başladığına inanması bakımından da önemli. Transfer tahtasının açılması sonrası birkaç nokta transfer ile takım playoffa taşınabilirse ne ala. Ama olmuyorsa da bir sonraki sene için hazırlık yapmak da kayıp olmaz. Yeter ki yönetim değişime inansın ve inandırsın. Çünkü inandırmaz ise icraatlarını yapmak adına gerekli krediyi sağlamakta zorlanabilir.

Büyük projeler, borsaya açılma, dünya takımı olmak, vs. elbette heyecan verici söylemler. Ancak ülkemiz futbolu konusunda biraz karamsar bir taraftar olarak ben çok daha azına razıyım. Akılcı transfer politikası yürüten, altyapıya yatırım yapan ve futbolcu alacaklarını zamanında ödeyen şeffaf bir yönetim bence başarılıdır. Ve böyle yönetilen bir takım emin olun Süper Lig'de her yıl istikrarlı bir şekilde ilk 10'a girer. Bir yıl ligi yedinci sırada bitirip diğer yıl küme düşmez.

Takıma gelince... İdmanyurdu'nun görünen en önemli sorunu kırılganlığı. İkinci yarılarda oyundan düşen takım bir de ilk golü yiyen taraf olduğunda maalesef ki dağılıyor. Disiplinden kopuyor. Bu konuda Levent Hoca kadar takımın deneyimli abilerinin de devreye girmesi gerekli. Devre arasına kadar alacakları her puan önemli. Bu anlatılmalı. Ayrıca başta Tolga ve G.Akkan olmak üzere Kudbettin, Abdulkadir, A.Bener gibi potansiyelli gençler de olabildiğince takıma monte edilmeli.

Taraftara gelince... Maalesef taraftara bir türlü gelemiyoruz. Hava güzel olsa fark etmiyor, maç Pazar günü olsa fark etmiyor, saati uygun olsa fark etmiyor, bilet bedava olsa yine fark etmiyor. Taraftar stada gelmiyor. Sağ olsun yeni yönetim ulaşım için alternatif sunma gayretinde. Ama maalesef sorun ulaşımın hatta pasolig'in bile ötesinde çok daha derin görünüyor. Birden fazla neden sadece Mersin'i değil birçok şehirde taraftarların maçlara gitmesini engelliyor. En önemlisi ise bence yine futbolun ta kendisi. Örneğin geçen hafta Gaziantep maçına getirdiğim arkadaşım oynanmayan futbola isyan edip 90 dakikayı hatır için zor tamamladı. Haftasonu TRT de kaç maçı 90 dakika izleyebildik. Şahsen ben iki günde tam 5 maç izlemeye çalıştım. Ama sıkıntıdan hiçbirini tamamlayamadım. Takımlar sahaya futbol oynamak yerine oynatmamak üzerine çıkmaya devam ettikçe statlarda taraftarı daha çok ararlar. Bize de zevk almaktan ziyade bir görev olarak takımımızı yanlız bırakmamak düşer.