Bitse de gitsek!

Kayserispor'un sürpriz deplasman galibiyeti sonrası sekize çıkan puan farkının zaten zor olan maçı motivasyon olarak dibe çekeceği belliydi. Üzerine bir de Mitroviç, Serkan ve Nakoulma gibi takımın iskeletinden 3 oyuncunun yokluğu eklenince maçtan mucize beklemek bile lüks oldu.

18 kişilik kadroyu oluşturmakta zorlanan İdmanyurdu'nda Ümit Özat, 17'lik Gökhan Akkan tercihiyle son haftalardaki maça damga vurma geleneğini devam ettirdi. Bir önceki deplasman maçında Başakşehir'e karşı Sinan-Nurullah ikilisine ofansta yer veren Ümit Özat yenilen 2 gol sonrası ilk yarı bitmeden bu iki oyuncuyu değiştirmişti. Bu defa da genç Gökhan'ı yenilen 2 gol sonrası henüz 29'ncu dakikada oyundan aldı. Genç oyuncuları kazanmak bir takım için elbette önemlidir. Ancak genç bir oyuncu bu şekilde kazanılabilir mi orası muamma.

Maça gelince. İçinde bulunduğu durum ortadayken İdmanyurdu'ndan ekstra motivasyon beklemek zordu. Ancak şaşırtıcı olan şampiyonluk yarışındaki Fenerbahçe'nin de maç boyunca sergilediği isteksiz futboldu. Onlar da tıpkı bizim gibi maç bitse de gitsek edasındaydı. Diego, Van Persie ve Nani gibi yıldızların maç başlamadan tepki görmesi ve bunun özellikle Diego ve Van Persie için maç süresince de devam etmesi belli ki takımı olumsuz etkilemiş. Bu sezon bir maçta ilk kez 4 gol bulmasına rağmen rakibin oyununun seyir zevki açısından geçer not aldığını söylemek gerçekten zor.

Maç bitse de gitsek diyen aslında bir tek futbolcular değildi. Takımının ligden düşüşünü istemese de kabullenen Mersin taraftarı da belki de bir görevmiş gibi izledi maçı. İzlerken de aklında türlü sorular, düşünceler dönüyordu muhtemelen. Seneye Tevfik Sırrı Gür'e mi dönülmeli?, Teknik adam kim olmalı?, Yönetim değişir mi?, Hangi futbolcular takımda kalır?, Bu borçlar nasıl erir?, Sonumuz Orduspor gibi olur mu?, vb. daha nice sorular.

Elbette soru çok. Bu soruların aklımızdan geçmesi ise ayıp değil. Hatta ne kadar erken başlarsak sorulara ve cevaplarını aramaya o kadar iyi. Eğer borçların yapılandırılması için bir yöntem (paralı/güçlü yönetim, isim sponsorluğu, vs.) bulunursa çok fazla yara almadan süreç atlatılabilir. Süper Lig'e yükselmesi neredeyse kesinleşen Adanaspor gibi doğru Hoca ve takım oyunu ile az bütçeyle sürpriz yapmak da mümkün. Kaliteli kiralık oyuncular üzerinden en az maliyetle toparlanmak için zaman kazanmak da başka bir strateji olabilir. Büyüklerimiz daha iyisini bilir! Eminim bir şeyler düşünüyorlardır.

Haftaya evimizde Eskişehirspor maçı var. Onlar da en az bizim kadar umutsuz. Bir galibiyet 1,3 milyon TL demek. Bu paralar kolay kazanılacak miktarlar değil. Ligde kalmak artık belki mucize. Ama en azından kasayı olabildiğince doldurmalıyız gitmeden. Çünkü ileride bu paraları çok arayacağız.
Gönderen Sami Süygün zaman: 14:32 Hiç yorum yok: