Sil baştan...

Son iki haftada Sivasspor ve Trabzonspor karşısında alınan 4 puan, Gaziantep maçı öncesi beklentileri yükseltmişti. Elbette bunda takımın Bülent Korkmaz sonrası bir miktar toparlanmasının ve geçen yıldan esintiler sunmasının da payı var.

Performansı ile İsveç milli takımına kadar yükselen geçen yılın flaş ismi Khalili'nin ısınırken yaşadığı talihsiz sakatlık kuşkusuz Bülent Hoca'yı oyun planını etkiledi. Savunmada Sadiku-Servet ikilisine yer vermeyi planlayan Korkmaz, sakatlık sonrası Sadiku'yu orta sahaya Mitroviç'i ise defans göbeğine çekti. Defanstan topla çıkabilen Sadiku'nun orta sahaya kaymasıyla Muammer ve Servet'in bolca top kaybettiğine şahit olduk. Özellikle Muammer'in topu oyuna sokmakta yaşadığı sıkıntı bu maçta daha da göze battı. Sadiku zaman zaman da Murat Ceylan geriye gelip orta saha- defans bloğu arasındaki bağlantıyı kurmaya çalışsa da bu yeterli olmadı. Çünkü topun teslim edileceği Khalili gibi bir pas istasyonu yoktu sahada. Murat Ceylan çalışkan ancak topla arası iyi olmayan bir oyuncu. Sadiku ise topla daha iyi olsa da ofansif üretkenlikten uzak. Bu görevi üstlenmesi beklenen Oktay ise takımı oynatan değil takımla birlikte oynayan bir oyuncu tipinde. Belki bu yüzden Wederson ceza sahasına hiç olmadığı kadar top şişirdi. Pas yapmakta ve ayağında top tutmakta zorlanan Idmanyurdu karşısında, normalde topu rakibe verip hata kollayan Antep bile %58'lik topa sahip olma oranına ulaştı.

Orta sahada başlayan aksaklık haliyle takımın hücum aksiyonlarını zayıflattı. Büyük maçların büyük oyuncusu Nakoulma bir Anadolu deplasmanında daha rakip defansın arasında yokları oynadı. Eren ile kanat değiştirmesi de oyuna olumlu yansımadı. Cezalı Pedriel'in yokluğunda şans bulan Eren istekliydi ancak oyundan alındığı 54. dakikaya kadar ilk 11'i garantileyecek etkinlikten uzaktı. Güven ve Pedriel'in bu güne kadar aldığı dakikalar ve gösterilen sabır göz önüne alındığında 54 dakikadan fazlasını hak etse de transfer yasağının kalkmasına az bir süre kala işi pek kolay görünmüyor. Oyunculardan ziyade sistem sıkıntılı olunca sonradan oyuna giren Sinan, Tita ve Futacs'da çok fazla etki edemedi oyuna.

Maç genelinde Gaziantepspor galibiyete daha yakın olsa da İdmanyurdu'nun sene başındaki umutsuz, isteksiz oyunundan uzak, istekli ve mücadeleci bir oyunla sahada olduğunu söylemek lazım. Hatta geçen sezon 3 korner 1 penaltıymışçasına duran toptan gol bulan İdmanyurdu, bu maçta kullandığı 10 kornerden birini gole çevirse puan yada puanlar da alabilirdi. Aldığı dört galibiyetten üçü 1-0, diğeri 2-1 olan rakip Gaziantepspor, göze hoş gelmeyen hatta çağ dışı denebilecek ancak bu lige uygun futboluyla bu defa doğrudan bir rakibine karşı 3 puanı aldı. GS ve Trabzon'dan 4 puan alan Mersin ise ligde kalma yolunda doğrudan rakipleri olan Kayseri ve Osmanlı'ya kendi evinde Gaziantepspor'a ise deplasmanda yenilerek şansını zorlamaya devam ediyor.

Perşembe günü, lige kötü başlayıp sonradan açılan Başakşehir karşısında evinde çok zorlu ve önemli bir maça çıkacak İdmanyurdu. Tüm zorluklarına rağmen lig ortalamasının üzerinde bir sayıda ( 7 bin) taraftarın desteklediği MİY, Başakşehir ve akabinde Gençlerbirliği'nden alacağı 4 puanla FB deplasmanına derin bir nefes alarak gidecektir. O nedenle şimdi sil baştan başlamak zamanı yeniden...