Hedef çifte bayram kutlamak olmalı...

Mersin İdman Yurdu’nun Trabzonspor maçında aldığı galibiyet sonrası Gaziantepspor maçının önemi çok daha artmıştı takım için. Özgüvenimizi kaybetmemek adına sahaya en az 1 puan hedefi ile çıkmak ve yenilmemek gerekiyordu.

Bir dizi pas hatası ile başlayan oyunda ilk yarı duran topları ve etkili oyunumuz sonrası bulduğumuz pozisyonları gole çeviremememiz ve 2. yarının çok başında kalemizde golu görmemiz moralleri alt üst etti. Önde Welliton’a destek olan Oktay Delibalta’nın tükenmeyen azmi ve arzusu sahaya olumlu yansımıştı. Dakika 33’te Karcemarskas’la bire bir kaldığı pozisyonu gole çevirebilse ve skore avantajı bize geçebilseydi o zaman belki maç farklı bir sonuçla, galibiyetle bitebilir, tazelenmiş güvenimizle evimize dönebilirdik. Oktay bu maç çok konsantre olmuştu. Her kaçırdığı pozisyon sonrası ya sahayı yumrukladı, ya ellerini başının arasına alıp “ben bunu nasıl yaptım” diye kendini suçladı. Bu davranışları da bize kendine inancının tam olduğunu ve beklentisinin de fazla olduğunu göstermiş oldu.

Oyun da doğru kurgulanmış idi. Pedriel’in geçen maç tartışmalı olarak haksız olarak gördüğü kırmızı kart cezası nedeni ile sağ kanatta Eren Tozlu ilk defa forma şansı bulmuş, bunu da çok iyi kullanmıştı. 4 + 2 +3+ 1 sisteminde atakları ön dörtlü yapıyor, Murat Ceylan ve Sadiku ön tarafa destek olmaya çalışıyordu. Servet ise top Gaziantepspor’a geçtiğinde Muhammed’i iyi kontrol ediyordu. Saha kenarında ise teknik ekip, takım ruhuna yakışan tek tip siyah kıyafetleri ile çok şık gözüküyordu. İlk yarı tek olumsuzluk, pozisyonlarımızı gole çeviremememiz ve sahanın zemininin ıslaklığından olsa gerek , oyuncuların kayıp durması idi.

Bu maç gözlemlediğimiz ve psikolojik olarak çalışılması gereken konu, herşeye rağmen erken de gol yense, moraller düşmeden, panik olmadan maçın kontrolünü ele geçirmeye çalışmak olmalı. Fizyolojik olarak ise; belki de sahada bulunan oyuncularımızın yaşından dolayı kondisyonlarının düşeceği bilinci ile ilk yarı oyunda skore üstünlüğüne gitmek hedef olmalı.

2. yarı Sinan Kaloğlu ve Futacs’ın oyuna girmesiyle gol arayışlarımız devam etti. Ancak Sinan’ın geçen sene son dakikalarda oyuna girerek , oyunu çevirme becerisi bu maça yansımadı. Gerek düştüğü ofsayt pozsiyonları, gerekse pas hatası kaynaklı top kayıpları, ataklarının gol ile sonlandıramamasına neden oldu. Dakika 82 ‘de Servet Çetin’in kesin gol olur dediğimiz kafa şutunu Karcemarskas’ın kurtarması ile kaleciyi geçemedik ve 0-1 maç sonucu ile evimize döndük.

Maçta aklımızda kalan olumlu izler; Gaziantepspor taraftarının 46. dakikadan sonra keyifli görüntülerle takımını desteklemesi, herhangi karşı tezahürat yapmaması oldu. Şeytanlar taraftar grubu da takımımızı desteklemek için yerlerini almıştı.

İstatistiksel olarak bugüne kadar yediğimiz 20 gol ile “en çok gol yiyen takım” olarak sadece 1 gol yememiz de defans problemlerimizin giderek azaldığına işaret oldu. Ayrıca yediği gol haricinde iyi bir performans sergileyen kalecimiz Muammer’in, Muhammed Demir’in bulduğu pozisyon sonrası yerde kalmasının ardından, sağlığından endişe edip bizzat ilgilenmesi oldu. Kırmızı kart yemeden oyunu 11 kişi tamamladık ya, bu da Bülent hoca’nın baskısız kurduğu iletişimin etkili olduğu, oyuncuların duygularını sahada agresiflikle değil, maç öncesi konuşarak attığını göstermiş oldu.

Önümüzde 1 Kasım Pazar günü seçimlerden dolayı 29 Ekim, Perşembe günü Cumhuriyet Bayramı’nda ligin önemli ve takım olmuş Başakşehir ile evimiz de oynayacağımı maçımız var ve hazırlanmamız için sadece 3 günümüz. Psikolojik olarak hazırlanırsak ve hatalarımızdan ders çıkararırsak , maç sonunda çifte bayram kutlarız.