Bitmez Umutlar!

Bu sezon henüz galibiyeti olmayan iki takımın mücadelesinde yine kazanan çıkmadı. Nispeten daha iyi durumda olsalar da Sivasspor için de kritik bir müsabakaydı. Nitekim maça da çok istekli başladılar. Dakikalar henüz 3'ü gösterirken Sivasspor 1-0 öne geçmişti bile. Geçen yıl İdmanyurdu'nun canını çok yakan duran top gollerinin bir yenisini daha izledik. 1.89'luk Mitroviç ve 1.91'lik Servet'e rağmen duran top savunmasında değişen bir şey yok.

Öne geçmesine rağmen gol arayışlarını sürdüren Sivasspor 5, 23, 35 derken sonunda 40. dakikada ikinci golü bularak ilk yarıyı 2-0 önde kapattı. Tüm bunlar olurken Mersin İdmanyurdu'nun kaleyi bulan şutunun bile olmaması fazlasıyla rahatsız ediciydi. İlk yarı boyunca gözlerimiz geçtiğimiz sezon takım halinde pres yapan takımı aramaya devam etti. Takımın bu sezon organize olmayan ve sadece maçın belli bölümlerinde kesik kesik yaparmış gibi göründüğü pres haliyle etkili olmaktan çok uzak. Halbuki rakibi hataya zorladığında ne olduğu ortada. Bunu MİY'nun ilk golünde gördük. Sivasspor hücum ederken John Boye'dan kaptığı topu hızlı bir şekilde Welliton'a aktaran Nakoulma belki de maç içindeki en olumlu hareketini yaptı. Rakibi eksik yakalayan İdmanyurdu bu atak sonucu kazandığı penaltı ve verilen kırmızı kart ile moral üstünlüğü de ele geçirdi. O dakikadan sonra taraftarlar moralli ve kendine güveni gelmiş bir İdmanyurdu'nun neler yapabildiğini izleyerek bir nevi hasret giderdi.

2-1 sonrası özellikle Nakoulma son vuruşlarda daha etkili olsa 3 puan ile dönmek işten bile değildi. Neyse ki Pedriel ayağına gelen fırsatı iyi değerlendirdi ve hiç bitmeyen kredisini en azından devre arasına kadar uzattı. Açıkçası attığı gole rağmen bir türlü istenen seviyeye gelemeyen Pedriel'i ve sırf takım savunmasına katkı versin diye süre verilen Güven'in her maç bir umut denilerek yeniden denenmesi enteresan. İki futbolcu nöbetleşe şans bulmaya devam ediyor. Orta sahayı maçına göre Oktay yada Mehmet Taş ile üçleyip Khalili'yi kanatta denemek veya doğrudan Eren Tozlu'ya bir maç bile olsa şans vermek düşünülemez mi? Geçen sezon aynı sıkıntı devam ederken Cem Sultan kaybolup gitmişti. Sanırım İsaac gelene kadar bu sıkıntı devam edecek.

Takımdaki bir diğer sıkıntıda savunmada. Servet'in katılımına rağmen savunmanın savrukluğu devam ediyor. Maalesef takımın sigortası olarak görülen Mitrovic'in formsuzluğu bu sıkıntıyı daha büyütüyor. Takım savunmasındaki yetersizliğin savunmaya bindirdiği fazladan yük ve Servet'in henüz tam gücüne kavuşamaması belli ki Mitroviç'i de olumsuz etkilemiş. İyi bir profesyonel olduğu göz önüne alınırsa eski formuna kavuşmak için var gücüyle çalışacaktır.

Bu sezon genel olarak topa daha fazla sahip olan bir İdmanyurdu izliyoruz. Kırmızı kartın da etkisi ile bu maçta oran %63'e kadar çıktı. Genel itibarı ile ise Süper Ligin topa en fazla sahip olan 4. takımı durumundayız. Ligin en az topa sahip olan takımı kim dersiniz? 6 maçta aldığı 3 galibiyet, 2 beraberlik ile ligde dördüncü sırada olan Osmanlıspor. Topa en az sahip olan diğer bir takım Rizespor'un ligdeki başarılı gidişatı da dikkat çekici. Takımınız pas yapmaya, verkaça uygun teknik oyuncular yerine driplingçi (Nakoulma, Khalili), fırsatçı (Welliton, Sinan) ve koşan (Murat, M.Taş, Sadiku) futbolculardan oluşuyorsa belki rakibi hataya zorlayarak sonuç odaklı direkt futbola yönelmek daha doğru sonuç verebilir. Hele ki her puan altın değerindeyse. Futbolcular aynı olsa da Rıza Çalımbay'ın geçen yılki takımından ayıran bu farkı göz önünde bulundurmak ve doğruyu bulmak için denemek lazım.

GS maçından alınan 1 puan sonrası oluşan hava maalesef Osmanlıspor karşısında istenen sonucu almaya yetmemişti. Bu sebeple takıma kuşkusuz moral verecek bu 1 puana gereğinden fazla önem atfedip rehavete girilmemeli. Çünkü rakip 10 kişi kalana kadar istediğini sahaya yansıtan bir İdmanyurdu yoktu Sivas'ta. Bu gerçekten hareketle Mersin'e Mehmet Ekici ve Erkan Zengin gibi 2 önemli eksikle gelecek Trabzonspor maçına iyi hazırlanmak gerekli. Onlarda 3 haftalık mağlubiyet serisine Mersin'de son vermek isteyecektir. Mersin'in Trabzon ve Gaziantep maçlarından alacağı en az 4 puan çıkışa geçmek için futbolculara ve Bülent Korkmaz'a gerekli güveni verecektir. O gün Bülent Hoca'da 10 kişi kalmış rakibine yüklenirken Sinan'ı 90+2 yerine 80'de oyuna almak için daha cesur olacaktır.

Kritik Kayserispor ve Osmanlıspor maçlarında boş kalan Mersin Arena Stadı'nın 19 Ekim'de dolması ve 3 puan hasretinin son bulması dileğiyle...