Sakin olmalı!

Mersin İdmanyurdu’nun evinde BJK, deplasmanda ise Akhisarspor’a karşı aldığı iki mağlubiyet kuşkusuz taraftarı biraz telaşlandırdı. Beklenti, her ne kadar transfer yasağı olsa da takımın özellikle ligin ilk haftalarında bu dezavantajlı durumu lehine çevireceği ve oturmuş kadrosu ile puanlar alacağıydı. Taraftarın takımından iyi bir başlangıç beklemesi gayet normal ve anlamak mümkün. Ancak, kulüp başkanı Kahramanlı’nın maç öncesi yaptığı “Puan kaybetmeye tahammüllümüz yok. Kazanmak zorundayız” minvalindeki açıklamayı anlamış değilim. Ligde kalma ya da Avrupa Kupasına katılma yolunda kader maçına çıkıyormuşçasına bir baskıyı teknik kadro ve futbolculara ligin henüz ikinci haftasından yüklemeyi son derece anlamsız buluyorum. Hatırlarsanız Rıza Hoca ve yönetim tarafından geçtiğimiz sezon çok büyük önem atfedilen ve sezonun en önemli maçı olduğu ifade edilen 23. Haftadaki Trabzonspor maçında rakibe evimizde 5-1 mağlup olmuştuk. Özetle, bu gibi iddialı açıklamaların işe yaramadığını hatta ters teptiğini düşüyorum. Hele ki transfer yasağı nedeniyle daralan kadrosuyla zaten moraller bozukken takım üzerinde bu kadar erken baskı oluşturulmamalı. Sonuçta geçen sezonun ikinci haftası sadece 1 puan alınmıştı. Ayrıca futbol olarak istediği seviyede oynamasa da moral bozacak kadar kötü de değil.

Maça gelince… Mesut Bakkal geçtiğimiz hafta BJK maçı sonrası dem vurduğu mücadeleci takımı sahaya sürmek adına Tita ve Oktay’ı yedek soyundurmayı tercih etti. İlk 11 tercihi bu bakımdan tespitleriyle tutarlıydı. Murat ve Güven ile daha çok mücadele eden bir takım olmayı başardı da. Ancak, ilk 11’leri öğrendiği an herkesin aklına gelen ilk soru bu takımın hücumda nasıl üretken olacağıydı. Öyle ya, Nakoulma, Khalili ve Welliton dışında topu ileriye taşıyacak üreten oyuncu kalmıyordu. Aslında İdmanyurdu için maç tam da bu sorunun etrafında cereyan etti. Maç boyunca topa daha fazla sahip olup, ayağa pas yaparak hücumda organize olmaya çalışan MİY, pas ve topa sahip olmada başarılı ancak hücum organizasyonunda başarısızdı. Deplasmanda oynamasına rağmen %62’lik topa sahip olma istatistiği yakalayan İdmanyurdu, aynı zamanda maç sonunda 368 isabetli pasla rakibinden iki kat fazla pas sayısına ulaştı. Bu istatistiklere bakınca plan işlemiş diyenler olabilir. Ama burada tutmayan hesap aslında maç başında korkulandı. Zira, maçın en fazla pas yapan ilk beş ismi sırasıyla Mitroviç, Efe, Vederson, Murat ve Serkan’dı. Yani maç İdmanyurdu için aslında sahaya paralel hazırlık pasları şeklinde geçmişti. Çünkü dikine oynayacak kimse yoktu. Nakoulma’nın dripingleri ve Welliton’un kalitesi de bunu bozmaya yetmeyince Akhisar bildiği oyunu oynayarak yani rakibin hatasını bekleyip direkt pasla hücuma çıkarak maçı aldı. Başkanın telaşının yansıması mıdır bilinmez Mihaylov kendinden beklenmeyecek bir hatayla takımı geriye düşürürken, Efe’de peşpeşe iki hatayla mağlubiyeti perçinledi. Bu hatasıyla ayağına gelen forma şansını da bir kez daha itmiş oldu.

Haftaya kendi taraftarı önünde Kayserispor önüne çıkacak İdmanyurdu. Keşke iş işden geçmeden taraftar desteğinin önemi anlaşılsa ve dolu tribünler önünde güzel bir galibiyetle geri dönseydi takım. Bu bakımdan kombine fiyatlarında indirim için hala geç değil. Sanırım taraftarın önemini anlamak için ya futbolcu olmak ya da yine taraftar olmak lazım. Maalesef ki ülkemizdeki yöneticiler her ikisi de olmadıklarından taraftarın gücünü hep göz ardı ediyorlar. Taraftarımız da genel olarak başarı odaklı olduğundan arkadan birileri itmedikçe statları doldurmasını beklemek zor. İlk 2 hafta itibarı ile statlardaki seyirci sayısı hala dipte. Sözde futbolu seviyoruz.

Son olarak transfer konusuna değinirsek… Malum yeni transferler tıpkı maçtaki goller gibi taraftarı heyecanlandıran bir faktör. Uzun süre mahrum kaldığımız bu zevke İsaac Promise transferi ile kavuştuk. Elbette, işte bu diyebilecek bir transfer değil. Ancak, mevcut şartlarda iyi bir transfer olabilir. Takımın Nakoulma dışında kanatlarda yeterince etkin olmadığı göz önüne alındığında en azından posizyon olarak doğru transfer. Ayrıca, 10 yıldır ülkemizde oynayan İsaac neticede tamamı Süper Lig’de 70’ye yakın gol atmış, bir dönem Nijerya milli takımında da forma giymiş 27 yaşında potansiyelli bir isim. Ara transfer dönemine kadar takımla birlikte antrenman yapacak olması da uyum sorununu aşmak adına bir diğer avantajı. Yine de yapılacak transferlerin Sadiku, Khalili, Nakoulma gibi scout transferleri şeklinde olması tercih sebebi. Umarım kulübe maddi manevi katkı sağlayacak bu gibi başarılı transferler yapılacak bir politika izlenir. Geçtiğimiz sezon genelinde 20’şer transfer yapan Karabükspor ve Balıkesirspor’un akibeti malum. O nedenle amaç sadece transfer olmamalı.