Para para para!

Mersin İdmanyurdu, 33 maçta 13 galibiyet ve 7 beraberlik karşılığında alınan 46 puanla ligin yedinci sırasında. Süper Lig'e yeni çıkan bir ekip için muazzam bir başarı. Bu başarıda emeği geçen yönetim, teknik heyet ve futbolcuları canı gönülden kutluyoruz. Bu yıl Mersinlileri gururlandırdılar ve fazlasıyla mutlu ettiler.

Mersin İdmanyurdu yönetimini şeffaflık, tesis, altyapsı, MİY Store, borç yönetimi, vb. konularda birçok defa eleştirdik. Ancak, eleştiri yaparken şehrin dinamiklerinden fazlaca destek alamadan kulüp yönetmeninin zorluklarını da göz önünde bulundurduk.

Şubat ayında oynanan 21. hafta müsabakası öncesi yaşanan alacak krizi ve antrenmana çıkmama hadisesinin izleri hafızamızdan silinmeden dün bir yenisi ile daha karşılaştık. Maalesef bir aylık maaş ve maç başı ücretlerin ödenmemesi nedeniyle Mersin İdmanyurdu'nda yeniden kriz yaşandığı haberiyle uyandık güne.

Halbuki, son iki ayda taraflı tarafsız herkes İdmanyurdu'nun oynadığı pozitif futbolu ve başarısını konuşuyordu. GS ve FB maçlarındaki güzel futbolun üzerine gelen Gençlerbirliği galibiyeti oynanan pozitif futbolu taçlandırmış ve takımın ligi ilk 8'de bitirmesini garantilemesini sağlamıştı.

Geçtiğimiz aylarda Sneijder, Sosa ve Diego gibi önemli yıldızların maaşlarını alamadıkları gerekçesi ile sıkıntı yaşadıkları basına yansımıştı. Kimse tasvip etmese de maalesef ülkemizde bu sıkıntılar yaşanıyor. Burada önemli olan karşılıklı sağduyu diye düşünüyorum. Elbette, kimsenin emeği karşılıksız kalmasın. Ancak, ligler bitmek üzereyken ve alacakların %80'i sıkıntısız ödenmişken İdmanyurdu'nun adının hala bu haberlerle gündeme taşınması kırıcı oluyor. Nihayetinde hiçbir futbolcunun asgari ücrete ev geçindirme derdi olduğunu düşünmüyorum. Ve Ahmet Şahin örneğinde de görüldüğü üzere icra yoluyla bile olsa her halükarda bu paralar alınıyor. Zaten icra yetmezse CAS davasında da görüldüğü üzere uluslararası mahkemeler bile futbolcuların haklarını koruyor. Kaldı ki kulüp başkanı alacakların ay başında ödeneceğini taahhüt etmiş.

Özetle, ben bu şartlar altında futbolculara hak veremiyorum. Geçmişte aynı sıkıntıların sıklıkla yaşanması nedeni ile yönetim haklıdır diyemiyoruz. Ancak yine de futbolcular konuya biraz daha duyarlı yaklaşılabilirdi. Keşke bu gibi krizler daha iyi yönetilebilse.

Zaten önemliydi ancak bu kriz sonrası 29 Mayıs'ta açıklanacak CAS davasından çıkacak karar daha da önem kazandı. Umarım CAS, Mersin İdmanyurdu lehine karar verir. Böylelikle yabancı sınırının da kalktığı yeni sezonda sözleşmesi biten oyunculara çok da fazla bağımlı kalınmadan İdmanyurdu yoluna devam eder. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Çünkü, bu krizin faturası dada ağırlaşabilir.