Herkes mağdur!

Beşiktaş maçından bu yana basında yer alan demeç ve haberleri hepimiz takip ediyoruzdur. Bu haber ve demeçlerden yola çıkarak Mersin İdmanyurdu'nda, taraftarından yönetimine ve hatta futbolcusuna kadar mağdur olduğunu iddia eden geniş bir kitleden bahsedebiliriz. Peki gerçekte mağdur kim?

Dişinden tırnağından artırıp kombine alan taraftar stat zemini yüzünden büyük bir hayal kırıklığı içinde ve haliyle kızgın. Olmayan sorumluyu arıyor! Taraftar lisanslı ürün alacak Mağaza bulamazken, futbolcuların giydikleri forma tasarımı bile tartışma konusu. Yeni stada ulaşım ise zaten tam bir çile. Ne kendi aracıyla gidenler memnun ne de bulabilirse toplu taşıma ile gidenler.

Yönetim, stat zemininin Spor Gençlik İl Müdürlüğü'nün sorumluluğunda olduğunu iddia ederken istifa çağrılarına da içerlemiş görünüyor. Arkalarında doğru düzgün destek olmadan takımı hep birlikte Süper Lig'e taşıdıkları görüşünde. Şeffaflık için bağımsız denetimi kabul ederek önemli bir adım atıldığını ifade ediyorlar. Yönetimin elbette her yaptığı doğru ya da yanlış diyemeyiz. Bağımsız denetim olumlu ve devamını bekliyoruz. Ancak Süper Lig'e taşıyan yönetimse bir önceki sezon ligden düşüren de aynı yönetim demezler mi? Ayrıca, zeminin bozuk olduğu geçen sezon yeni statta yapılan ilk maçtan bu yana biliniyordu. maalesef iyiye gitmesi gerekirken daha da kötüye gitti. Keza ulaşım sıkıntısı da aynı şekilde. Nasıl ki futbolcu topun ayağına gelmesini beklemek yerine topa doğru hareketlenmeliyse, yönetimde bir sorun gördüğünde çözülmesini beklemek yerine ilgili mercilere gitmelidir. Eğer ilgili merciler bir şey yapmıyorsa kamuoyu oluşturmalıdır. Stat zemini konusunda Spor Gençlik İl Müdürlüğü, ulaşım konusunda ise Belediye üzerinde kamuoyu baskısı oluşturulabilirdi. MİY Store konusunda ise yönetim tek sorumludur. 90 yıllık mazisi olan bir Süper Lig takımına bu yaşananlar yakışmıyor. Her alanda kurumsallaşmak şart. Yönetim değişir/değişmez bilemem ama yönetim felsefesinin değişmesi şart.

Gelelim futbolculara. MİY bu sezon 18 transfer yaptı. Türkiye Süper Lig'inde toplam 189 transfer yapıldığı düşünülürse ortalamanın bir hayli üstünde. Ahmet Şahin, Nduka, Mehmet Yıldız, Lawal gibi önemli oyuncular giderken performanslarını merak ettiğimiz birçok yeni transfer takıma katıldı. Diğer taraftan geçen yıl iyi performans sergileyen başta Mitroviç, Efe, Berkan gibi futbolcular henüz yedek olarak bile düşünülmedi. Klasiktir her teknik direktör önce kendi transfer ettiği oyunculara şans verir. Çünkü aksi durumda oynatmayacaksan bu adamları neden transfer ettin derler. Ama bu durumda geçen sezon başarılı bir performans sergileyen oyuncular mağdur olmuyor mu? Kadro dışı bırakıldığı söylenen futbolcularımız zaten ayrı bir konu. Haber doğruysa transferin son günü yapılması reva mı? Aynı mağduriyeti Beşiktaş'tan kiraladığımız Günay'ı son dakikada üçüncü kaleci konumuna getirerek de başardık. Beşiktaş, bir daha Rıza Çalımbay'ın çalıştırdığı hiç bir takıma oyuncu kiralamayacağını açıklayarak yaratılan mağduriyeti cezalandırdı.

Söz verildiği halde internet bağlantısı sağlanmayan basın da dahil daha pek çok mağdur bulabiliriz.

Sonuçta, başta sorduğumuz sorunun cevabı olarak asıl mağdur kim? İlginçtir ki ülkemizde herkes mağdur olur ama mağdur eden kimse bulunamaz. Sorumlular da kendilerine sorarsanız aslında sorumlu değildir. Bu durumda ortada tek bir mağdur kalıyor. Mersin İdmanyurdu. Çünkü, bu takım başarısız olursa herkesin ahları vahları arasında MİY'nun 90 yıllık tarihine yazılacak. Mağdur olanlar ve edenler hatırlanmayacak. O nedenle bulamayacağımız suçlu arayışını bırakıp sadece Mersin İdmanyurdu'nu desteklemek lazım. Yönetici daha iyi yönetmeli, teknik ekip adil olmalı, futbolcular alın terini sonuna kadar sahaya yansıtmalı ve taraftar her koşulda desteğe devam etmeli. Yani şimdilik suçlu aramaya ve mağduriyetlere ara verip lige dönme vakti. Yoksa daha ilk maç sonunda ortaya çıkan bu dağınıklığı rakipler cezalandırır ve bize de PTT Lig'in yolları görünür.

Dr. Sami Süygün http://forafutbol.blogspot.com.tr/