Sonuç iyi ama...

Son üç maçta,sıfır çeken Mersin İdman Yurdu'nun, dün akşamki maçı,dönüm maçlarından biriydi. “Ya daha ligin kaçıncı haftası, dönüm maçı mı olur”, diyenlere, bal gibi de olur, derim.
Puan sıralamasına bir bakın. Mersin dün akşam ki maçı alırsa 8, almazsa 15. olacak.Haftaya Galatasaray ve Trabzon maçlarını düşünürsek, bu maçı almamak ligin dibine demir atmak demekti. Altta kalan takımın canı çıksın misali, Mersin'in de altta kalsaydı canı çıkabilirdi. Futbol enteresan bir oyundur, hastalık vardır. Yenme hastalığı ve yenilme hastalığı. Bu hastalığın spor dilinde adı ise Alışkanlıktır. O alışkanlığa bir yakalandınız mı, Allah kurtara...

Maçı anlatacak olursak, maça Mersin, geçen haftanın aksine iyi başladı. Her ne kadar goller de, biraz şans yanında da olsa, şanssız yediği gollere sayılsın. Mersin, rakibine göre ilk yarı daha kontrollü ve maçı alması gerektiğini bilen bir ekip olarak sahaya çıktı. İlk yarısı Mersin'in kontrolünde geçen maçın, hemen ikinci yarısında, Boum'un kırmızı kartı ile başlayan Mersin, kontrolü kaybedeceğinin sinyallerini verdi ki, doğruydu da. Boum atıldığı pozisyonda kırmızı kart görmeseydi, gol olur muydu? Büyük bir ihtimal. Peki kırmızı kartı görerek,takımına avantaj sağladı mı ? Evet. O zaman kartı gördüğü için kızmayalım ama, tabi ki aması var. Boum'un arkasına atılan her top tehlikeli oluyor. Ağır kalıyor, dönene kadar 40 ton odun yakıyor. Artık rakipler de bunu anladı. Süper Lig, Bank Asya'ya benzemez. Takımlar analiz eder tek tek oyuncuları. Etmişler de. Sivas maçı ve bu maç, hep ara topu ile sonuca gitmek istediler. Etkili de oluyorlar. defansın SOS verdiği Mersin'e, muhakkak sihirli bir değnek lazım. O değnek,takviye ile mi olur, yoksa görev değişikliği ile mi, bilemem ama defans inanılmaz. Hızlı bir forvetiniz varsa, Mersin'e karşı çok rahatsınız demektir.

İkinci yarı, kırmızı kartla, Gençlerbirliği kontrolünde geçti. Boum'un kırmızı kartı ile taktiksel oyuncu değişikliğin de oyundan çıkan Moritz, bunu pek beğenmemiş olmalı ki, yedek kulübesinde, kimsenin elini sıkmadı.haklı mıydı? Tabi ki değil. Gerçi dün akşam tribünde anne ve babasının oturması, onu duygusallığa itmiş olabilir ama takım ruhu diye bi şey var Moritz Efendi.

Dün bir ilk daha yaşandı. Mersin İdman Yurdu, ilk defa kalecisi sayesinde bir maçı aldı. Sehic dün kalesinde çok iyi idi. Zaten iyi olan Sehic'e, inşallah bu maç, ilaç gibi gelecek ve kendini bulmasını sağlayacaktır. Önceki haftalarda yaptğı hataları unutturcaktır.

Hakeme gelince; maç MHK'nin 5 yıldızlı maçlarından biriydi. Manisa bölgesinden Yunus Yıldırım ve ekibi, maçı gayet başarılı bir şekilde yönetti. Çok pozisyon olamasa da, olan pozisyonları da,en doğru biçimde değerlendiren hakem 4 lüsü,maçı da kolaylaştırdı.

Kırmızı kartla,Boum'un atılmasında, yardımcı yardımcı hakem Adil Sinem, hakeme verdiği işaret ile maçı kurtardı. Nitekim bu pozisyon kırmızı karttı ve hakem bunu tam görememişti. Hatta elinden bir ara sarı çıktı. Adil Sinem'in uyarısı ile kartın rengi değişti. İşbirliği ve uyum ile tam not alan hakemler, uzatma bölümünde ise kaç haftadır Mersin'in isyanı olan uygulamayı doğru yaptılar. Gerçi bu sefer Mersin ekibi maçın erken bitmesini istedi ama uygulama doğruydu. 4 dakika verildi maçın sonuna ve uzatmada da duraklama oldu, Bu duraklamaları da ekleyen Yıldırım, doğrusunu yaptı.

Haftaya Galatasaray maçı ve Mersin ekibinin ilk ciddi deplasmanı. Düz kontak yapıp, ya biz Antep'i yendik, Antep onlara 4 attı dersek,8 yer geliriz. Bu yüzden ne istediğini bilen ve kontrollü pas yapan bir Mersin İdman Yurdu görmek dileği ile...