Ergün mü Uğur mu ?

Ergün hocanın 14 maçtaki performansına bakıldığında pek iç açıcı değil. Sahaya sürdüğü 11 tartışıldı, Oyunculara yaklaşımı tartışıldı, Geç hamle yapması tartışıldı, Geldiği ilk günden beri çift idman yaptırarak oyunculardan tepki aldı, Saha içindeki disiplinsiz hareketlere göz yumarak kan kaybetti. (saha içinde herkes bir birine bağırıyor toplar gelişi güzel dışarı vuruluyordu) bunlar yetmiyormuş gibi Kemalettin hocanın en az 7 oyuncu ile küs olduğu olaylara aşırı tepki göstermesinden dolayı bazı oyuncuların idmanlarda eli belinde gezdiği söylendi. Ama bardağı taşıran damla Rize maçı oldu. 2 maç sonrasını hesaplayamayan bir teknik ekip takımını geri çekerek ligde kalma adına ayaklarına gelen fırsatı tepmesi çok tartışıldı.

O haftayı hatırlarsa sevgili okurlar Rize buraya 6 eksikle gelmiş üstelik içerde dışarıda hep mağlup oluyordu. Eğer Hacettepe maçında 90 +3 de pozisyon gol olsaydı bunun hesabını kim verecekti ? Hadi bunları geçin kulislerde konuşulanlara bakılırsa umarım bunlar dedikodulardan ibarettir ama maalesef ülkemizde çok yapılıyor Mersin İdman Yurdu - Rize maçında oyuncuların saha içinde anlaştığı beraberliğe oynadığı söyleniyor. Dediğim gibi bu umarım dedikodudan ibarettir ama eğer böyle bir şey varsa bu takım ömrünü tamamlamış demektir. Bu kadroyu korumanın bir anlamı kalmamıştır.

Bir başka konuşulan konu ise kaleci hocası Volkan ve Ergün hocanın yardımcısı Kemalettin'in sahaya inecek yardımcı hoca yapacak diplomaları olmadığı söyleniyor. Dediğim gibi bu konuşulanlar umarım dedikodudan ibarettir. Ama Ergün hocanın idman sistemi ve saha içindeki takıma katkısına bakılırsa bu Ergün hocanın Bank Asya'da tek başına bir takım çalıştıramayacağını gösteriyor. İyi bir hocanın yanında kalıp kendini geliştirirse belki 3 yıl sonra olabilir. Yok yerinde sayarsa Ergün hocayı bir kaç yıl sonra Lig TV de yorumcu olarak izleriz.

Mersin İdman Yurdu'na gelecek olan hocanın mutlaka disiplinli kariyeri olan sahadaki oyuncuların yedek kulübesine baktığında güvenebileceği, gerektiğinde hakemlerin bile söz geçirebileceği saygı duyulan ve bu ligi tanıyan bir hoca olmalı. Aklımda bir kaç hoca var bunlardan bir tanesi Uğur Tütüneker. Futbol eğitimini Almanya'da almış Türkiye'de üst düzey takımda oynamış yıllardır Bank Asya takımlarını çalıştıran bir isim. Uğur hocanın en büyük eksisi sezon başı çok iyi kadro kurması yetenekli oyuncuları keşfetmesi kafaya oynayan bir ekip yarattıktan sonra bir şekilde sezon içinde takımdan ayrılması.

Takip ettiğim kadarıyla genelde yöneticilerle ters düşerek takımlardan ayrılmış. Yöneticiler ya işine karışmış yada torpilli oyuncularını oynatmalarını istemiş, zaman zamanda sisteminden tarzından ödün verilmesi beklenmiş. Tabi bunlara karşı gelen bildiği yoldan çıkmayan Uğur hoca çalıştırdığı takımlardan erken ayrılmak zorunda kalmış. Bunların hepsi benim düşüncem. Kimi benimser kimi ciddiye almaz ama ben ortaya bir şeyler koymaya çalışıyorum. Diğer türlü beklerim gelen hocayı 5 hafta sonra eleştirim yada överim bu işin kolay kısmı. Maalesef genelde burada böyle yapılıyor. Eleştiriyoruz ama alternatif sunmuyoruz. Ben risk alıp bir şeyler sunmaya çalışıyorum ve zaman zaman bana eleştiri geliyor.

Takımı sen saha çıkar Ali Şanlı veya sen kendini ne sanıyorsun gibi. Ben asla tabela yorumcusu olmadım skora göre yazmadım ama başta yönetim olmak üzere bir çok kişi beni Mersin İdman Yurdu düşmanı olarak gördü. Bu sezon Kızılcahamam kampında başlayarak takımı eleştirdim sonuç son maçta 55.dakikada attığımız son dakikada rakibin yüzde yüz kaçırdığı gol pozisyonla ligde kaldık.

Herkes bu takım ligi ilk 6 içinde bitirir derken ben düşmemeye oynarız dedim yazım hala arşivde isteyen bakabilir. Haklı çıkmak beni üzdü ama görünen köy kılavuz istemez. Ergün hoca kalırsa ve bu yıl maçlarda yaptığı hamlelerin tekrarını yaparsa kadro nasıl olursa olsun küme düşmemeye oynarız. Her yazımda söylediğim gibi umarım yanılan ben olurum kazanan Mersin İdman Yurdu olur. Hep beraber İstanbul takımlarına kafa tutarız.