İstersen olur

Mersin İdman Yurdu ilk defa bir maçı bu kadar çok istedi. Hemen hemen sahada basmadık yer bırakılmadı. Her oyuncu mücadele etti. Yardımlaşma üst düzeydeydi. Arada bazı hatalar yapıldı. Bunları dünyanın en iyi takımları da yapıyor.
Peki ne odluda bu oyuncular Erciyes maçında bu kadar çok koşup mücadele ettiler, bol gol pozisyonuna girdiler?
Aslında çıkan 11 bakılırsa cevap net. Sol tarafta defansta oynayan Onur ve önündeki Murat… Her ikisinin de tekniği iyi. Futbolu biliyorlar. Onur genç Murat tecrübeli. Onur’un gençliği çabukluğu ve futbolu bilmesi, bu gencin önünün açık olduğunu gösteriyor. Üzerinde durulur ve düzenli olarak forma giyerse çok iş yapar.
Murat aslında santrafor ama elinden geleni yaptı sol tarafta. Güzel de ortalara kesti. Her şeye rağmen bence Murat santrafor bölgesine kaydırılmalı ve çok tartışılan Tunç kanata daha yakın olmalı. En azından Murat daha tecrübeli son vuruşları Tunç’dan daha iyi.
Tunç yetenekli bir o kadar da tecrübesiz. Evet mücadele ediyor, koşuyor ama nerede duracağını ne yapacağını bilmiyor.
Pas vermesi gereken yerde çalım atıyor, şut atması gereken yerde tek top oynuyor. “Bunu da oynayarak öğrenecek diyebilirisiniz” evet doğru ama böyle kritik maçlarda ilk 11’de sahaya sürerek bu olmaz. Tunç, Bank Asya’daki şuan bir takımın direk santraforu olacak kadar iyi değil. Üstelik çok duygusal. Sürekli yedek kulübesine ve tribünlere bakıyor. En ufak olumsuzlukta dağılıyor.
Dediğim gibi ısrarla oynatılacaksa çizgiye daha yakın olmalı kaleye yakın yerde ise daha tecrübeli geriden geleceklere servis yapabilecek birinin olması gerekiyor.
Maçın diğer etkili ismi ise uzun süre yedek oturan fazla maç kondisyonu olmayan Sertaç.
Aytekin’e verilen şans Sertaç’a verilse belki bu takım bu kadar puan kaybetmezdi.
“Bir orta saha oyuncu bu kadar etkili olabilir mi?” derseniz evet. Oynadığı bölge itibariyle olur.
Mersin İdman Yurdu bu yıl göbekten çok gol yedi ve hala gol yiyor.
Bunun nedeni iki ön libero Ramazan ve Aytekin’in yetersiz olması. Ramazan çok koşuyor her yere basıyor her topun arkasına geçip orta yapıyor ama 2 metreye pas atamıyor.
Aytekin’in ise Fenerbahçe’ye gelen ve sürekli tartışılan Maldanado’dan hiç farkı yok. Sağdan alıp sola atıyor, ayakta kalması gerekirken kayarak top almaya çalışıyor ve rakip yorulmadan Aytekin’i geçiyor. Sonuç Mersin İdman Yurdu, Bank Asya’nın en çok gol yiyen birkaç takımından biri oluyor.
Ramazan enerjisini 80 dakikaya yaysa, aldığı topları daha olumlu kullansa, Aytekin’in yerine Sertaç oynatılsa bu hafta olduğu gibi dikine oynasa, arkadaşlarıyla yardımlaşsa bu tempoyla bu takım ligde kalır.
Peki bu takım bu mücadeleyi neden sezon başından beri ortaya koymadı ve neden bu sıkıntılı duruma getirdiler.
Kulislerde konuşulanlara bakılırsa takım içinde sorunlar var, gruplaşma var. Bu tabi ki sahaya yansıyor ama oyuncular baktılar ki ligin dibine demir atıyorlar biraz kımıldadılar. Bu tempo devam etmeli. Gol bölgelerinde biraz daha çoğalırlarsa ve dönen toplara sahip olurlarsa lig de kalabilirler.
Son olarak Ergün hocam… Siz yıllarca üst düzey takımda futbol oynadınız ve üst düzeyde hocalarla çalıştınız. Onlar Galatasaray’ın başındayken kollarını bağlayarak takımı izlerlerdi. Çünkü Galatasaray’daki oyuncular da üst düzeydeydi. Fazla müdahale etmeye gerek yoktu. Ama siz bir Anadolu takımına geldiniz. Takımında fazla kaliteli isim yok. Öyle ellerinizi bağlayarak sessiz sedasız maç izleyemezsiniz. Futbol her geçen gün gelişiyor bunu çok iyi biliyorsunuz. Basketbol’da olduğu gibi artık futbolda da oyuncularla diyaloglar kurulup an ve an taktik değiştirebiliyorsunuz. Sürekli hocalar maçın içinde oluyor. Ayrıca Türk oyuncusu çok duygusal. Zaman zaman oyuna dalarak yerini kaybedebilir, kötü bir sözden dolayı yada yanlış yapmış olduğu bir hareketten dolayı oyundan düşebilir. Bu oyuncuyu motive etmek için kolları bağlayarak maç izlemek asla yeterli olmaz.
Evet Kemallettin hoca bunu yapıyor. Sizin yerinize bağırıyor ama sizin bağırmanız emin olun hocam oyuncuyu daha çok etkiler. Yılmaz Vural bunu çok iyi başarıyor zaman zaman bunu abartsa da.
Ergün hocam. Bu yönetim ve bu şehir size güvendi. Umarım hiç kimseyi hayal kırıklığına uğratmazsınız.