Güneyin rezaleti

Olayları kimin, neden, nasıl çıkardığı o kadar önemli değil. Önemli olan bir birbirimize tahammül edemeyişimiz.
Adana’da oynanan güneyin derbisinde maçtan çok çıkan olaylar konuşuluyorsa, ulusal kanalarda boy boy haberler çıkıyorsa oturup düşünmeliyiz. Biz neden futboldan bahsediyoruz, ne şampiyonluğu istiyoruz, hak ediyor muyuz bunu? Birinci ligde olduğumuz için olaylar Türkiye’de yankı buldu. Süper Lig’de olsak tüm dünya duyacak.
Sakın kimse ‘Bu tarz olaylar dünyanın her yerinde oluyor’ demesin. Dünyanın bir çok yerinde güzelliklerde oluyor onları neden örnek almayız. Şampiyonluğu garantilemiş rakip takımı alkışlamayı, saha içindeki emeğe saygıyı, hakemin yanlış kararından sonra tepki göstermemeyi, futbolun sadece bir oyun olduğunu neden anlamayız.
Neyse daha fazla yazmanın anlamı yok, yazdıkça sinirleniyorum.
Futbol yazmak istiyorum ama onunda saha dışındaki gibi elle tutulur yanı yok.
Evet hava kötü, zemin ağır, top oynamak zor, sahada yer yer su birikintileri var, yerden oynandığında top suya takılıyordu ve bu tip sahalarda fazla geri pas yapılmayacağını amatör oyuncular bile bilir.
Ama Mersin İdman Yurdulu oyuncular sanki kim daha iyi geri pas verecek yarışına girmişçesine sıkışan topu geriye atıyordu ta ki o paslardan biri kalemize gol olana kadar.
Geldiği günden beri tartışılan hemen hemen her maçta varlığı ile yokluğu belli olmayan Aytekin’e şans vererek orta sahanın verimliliğini düşüren Serhat Hoca, Ramazan’ın yokluğunda Nurullah’ı oynatarak ne kadar doğru karar verdiğini gösterdi. Orta alanda basmadık yer bırakmayan gol atan attıran Nurullah’tı. Aytekin ve Ramazan’a verilen şans Nurullah’a verilmiş olsa belki şuan Nurullah devre arsı transfer yapmış olurdu.
Mersin İdman Yurdu ilk yarı fena değildi. Oynaması gerektiği gibi oynadı. Defanstan akıllı çıktı. Topu gereksiz şişirmedi. Saha zeminin kötü olmasına rağmen ayağa pas yapmaya çalıştı ve hücuma kalktıklarında çoğalarak ileride pozisyon buldu. Bunların sonucunda 2 gol atarak soyunma odasına umutlu gitti.
İkinci yarı karşımıza pısırık, gol aramayan 1 puan almak için takım olarak defans yapmaya çalışan klasik kontra atak oyununu benimseyerek çıkıldı.
Şu bir gerçek Mersin İdman Yurdu takım olarak defans yapmasını bilmiyor. Ne zaman skoru korumaya yönelik oyun oynamaya çalışsa elindeki maçı verdi. Serhat hoca bunu biran önce bırakmalı. Eğer bir takım maç kaybedecekse erkek gibi oynayarak kaybetmeli. Adana’da olduğu gibi oynamamalı. Oyunu kendi sahanda kabullenirsen ve elinde çok kaliteli oyuncular olmadığı için yaptıkları hatalar gol yemene neden olur ve öylede oldu.
Caner, Sami, Zafer Demiray ve Aytekin… Bu oyuncular kaçak dövüşen oyuncular, yalancı pres yapan oyuncular hiçbir takım bu kadar koşmayan adamı aynı anda sahaya sürmez sürersen sonuçlarına katlanırsın. Hocam çok kırılgan takımımız var.
Son olarak devre arsı yapılan transferler sanırım kulübe için yapıldı. Oysa ilk yarıda görülen eksikleri gidermek için yapılmalıydı. Oynayan değil bekleyen oyuncular alındı ve alınanların hiç biri tam olarak hazır değil. Şuan takıma katkı sunmaları çok zayıf olasılık.
Sürekli eleştiri alıyorum, Ali Şanlı sezon başından beri olumlu yazmıyorsun.
Söyleyeyim…
Arkadaşlar ligin altındaki takıma puan veren, 2-0 dan maç veren, Adana maçında ikinci yarı gol girişiminde bulunmayan, her hafta santraforu değişen, sağ beki sol beki değişen, üretken olmayan orta sahaya nasıl güzel yazı yazılabilinir ki?
Kulüp olarak tek tesisi olmayan borçları her geçen gün artan amatörce yönetilen bir takıma nasıl güzel yazabilirim?
Daha öncede yazdım. Sizlerin istediği yazılar 28 yıl yazıldı. Hep görmezden gelindi sonuç takım 28 yıldır 2. ligde. Bırakın diğer arkadaşlar güzellikleri yazsın bir tek ben gördüklerimi yazayım. Bundan sonra benim yazımı okurken bu gözle okuyun. Beni daha iyi anlarsınız.
Bana hiçbir kuvvet olandan daha iyi veya daha kötü yazdıramaz. Ben ne görürsem dilim döndüğünce ve futbol bilgim yettiğince yazarım bunda kimsenin kuşkusu olmasın.